17 Kasım 2009 Salı

Bir gül gibi sararırsınTeneşire uzanırsın

Bir gül gibi sararırsınTeneşire uzanırsın
Sen kendini ne sanırsın?Ölüm sana gelir bir gün.

Aldanma hiç gençliğine Güvenme hiç kimliğine
Kavuşursun benliğine Ölüm sana gelir bir gün.

Etin çürür toprak olur Ağaç dalın yaprak olur
Sanma ondan kaçmak olur Ölüm sana gelir bir gün.

Ölümü unutma düşün Sonra O’nadır dönüşün
Kötü yolda nedir işin? Ölüm sana gelir bir gün.

Bakarsın ki yolun sonu Olursun masala konu
Sakın unutma sen bunu Ölüm sana gelir bir gün.

Üç şey seni takip eder Kabrine kadar da gider
Diğerleri geri döner Ölüm sana gelir bir gün.

Çoluk-çocuk geri döner Dünya hayatında biter
Toprağında otlar biter Ölüm sana gelir bir gün.

Gece gündüz çalışırsın Bu hayata alışırsın
Topraklara karışırsın Ölüm sana gelir bir gün.

Gece ki çok uzun gece Ölüm bakmaz yaşa gence
Yaşasan da tam keyfince Ölüm sana gelir bir gün.

Kabrin belirsiz olunca Yatarsın boylu boyunca
Git, gel sen Kur’an yolunca Ölüm sana gelir bir gün.

Zikirle yaşayan ölmez Zikirsiz yaşayan gülmez
Sanma sana ölüm gelmez Ölüm sana gelir bir gün.

Ömrünü geçirme boşa Gel dergaha koşa koşa
Hayatı sürme yokuşa Ölüm sana gelir bir gün.

Orası ıssız ve karanlık Burada kalışın bir anlık
Mezar mü’mine seyranlık Ölüm sana gelir bir gün.

Bazen çekersin hastalık En büyük nimettir sağlık
Kalmaz elinde dünyâlık Ölüm sana gelir bir gün.

Dünyayla kibirlenip duran Nasîb olmaz ise Kur\'an
Bulunur bir hesap soran Ölüm sana gelir bir gün.

Gül bahçesi yahut çukur İnsan işte sonun budur
Günah işlemeyi durdur Ölüm sana gelir bir gün.

Eşin dostun gelir ağlar Çözülür dünyadan bağlar
Kötülük kime ne sağlar? Ölüm sana gelir bir gün.

Mezarına konulursun Hayatından sorulursun
Ağaç gibi kırılırsın Ölüm sana gelir bir gün.

Kibirden başın göklerdesin Şimdi ise yerlerdesin
Sor kendine ki sen nesin? Ölüm sana gelir bir gün.

Yapmalısın güzel amel Senin olur ebed ezel
Bir Mürşide sen gel, ver el Ölüm sana gelir bir gün.

Saç ağarır gözün görmez Hâlini kimseler bilmez
Ağlarsın da yüzün gülmez Ölüm sana gelir bir gün.

Karun’da dünyâya geldi Halkına O neler dedi?
Azrail’den darbe yedi Ölüm sana gelir bir gün.

Ebû Leheb gibi zâlim Ölümü oldu çok elim
Varmaz söylemeye dilim Ölüm sana gelir bir gün.

Ebû Bekir ölmedi mi? Melek ona gelmedi mi?
Bu dünyâdan göçmedi mi? Ölüm sana gelir bir gün.

Ali, Osman ile Ömer Herkes bu yerlerden göçer
Ölüm bizi tek tek seçer Ölüm sana gelir bir gün.

Tûr dağında Mûsa olsan Dünyâ dolu altın bulsan
Ölmemek için kullansan Ölüm sana gelir bir gün.

Sayılıdır nefesimiz Kesilecektir sesimiz
Bize düşmandır nefsimiz Ölüm sana gelir bir gün.

Anne-baba, akrabalar Hepsi mezarından kalkar
İşte o an mahşer başlar Ölüm sana gelir bir gün.

En büyük nîmettir sağlık Bazen çekersin hastalık
Kalmaz elinde dünyâlık Ölüm sana gelir bir gün.

En güzelini giysende En iyisini yesende
Azrail’i bil ensende Ölüm sana gelir bir gün.

Bıçak gibi kesse sözün Temiz olmaz ise özün
Toprak dolar iki gözün Ölüm sana gelir bir gün.

Hak olmalıdır yakının Olsa bir vadi altının
Ölüm değil midir sonun? Ölüm sana gelir bir gün.

Bütün dünyâya hükmetsen Ülkeleri kat kat etsen
Sonun nedir merak etsen Ölüm sana gelir bir gün.

Gelen gider kalan var mı? Dünyadan kam alan var mı?
Ölenleri soran var mı? Ölüm sana gelir bir gün.

Kanarya gibi ötsen de Bin defa hacca gitsen de
Acı nedir bilmesen de Ölüm sana gelir bir gün.

Baharı katarız yaza Hayatı satarız aza
Kefenleniriz beyaza Ölüm sana gelir bir gün.

Tabutumuzu çakarlar Mezarımızı kazarlar
Toprak içine atarlar Ölüm sana gelir bir gün.

Sağı-solu hep kapalı Aman Allah ne yapmalı?
Ölümden ibret almalı Ölüm sana gelir bir gün.

Dünyâyı dolaşıp gezsen Güneşe ulaşıp gitsen
Ah arkadaş bunu bilsen Ölüm sana gelir bir gün.

Ama zikir ehli ölmez Öldüğünü asla bilmez
Söylerim kimse işitmez Ölüm sana gelir bir gün.

Kefenimizi biçerler Şerbetimizi içerler
Toprağa korda giderler Ölüm sana gelir bir gün.

Kalırız orada yalnız Her yer sessiz, ıpıssız
İyi amele ver gel hız Ölüm sana gelir bir gün.

Üstümüzdeki serviler Unutulmaz hiç sevgiler
Kimi ağlar, kimi güler Ölüm sana gelir bir gün.

Feryad-u figân etmeyin Kötü yollara gitmeyin
Haram lokmayı yemeyin Ölüm sana gelir bir gün.

Kul olmalıyız Mevlâ’ya Hasret çekeriz sılaya
Zikrederiz doya doya Ölüm sana gelir bir gün.

Rûhum cennetlerde uçar Mevlâ’ya hep kanat açar
Münâfık aşktan ne anlar Ölüm sana gelir bir gün.

Üstümüzden yıllar geçer Ölüm tek tek bizi seçer
Vâiz olup bize yeter Ölüm sana gelir bir gün.

Canlanıp da diriliriz Uyanıp da silkiniriz
Adımız gibi biliriz Ölüm sana gelir bir gün.

Allâh’a hiç asi olma Şerîat yolundan kalma
Günah çukuruna dalma Ölüm sana gelir bir gün.

Yollar kıvrılır da gider Aylar, yıllar, günler biter
Ölüm gelince kim ne der? Ölüm sana gelir bir gün.

Sanma hesabın sorulmaz O Allâh ki hiç yorulmaz
Ölüme çare bulunmaz Ölüm sana gelir bir gün.

Gururla kibirle gezme Çok ağla da sakın gülme
Ölüm bana gelmez deme Ölüm sana gelir bir gün.

Doğduğun yer şehir belli Yaşın olur kırk beş elli
Zengin bile orta halli Ölüm sana gelir bir gün.

Ölümün ne, sen nereli? Sorulmaz ölenin hâli
Dünyânın kalır hayâli Ölüm sana gelir bir gün.

Bembeyaz kefene sarılacağız Dostlarımızdan ayrılacağız
Hayatımızdan sorulacağız Ölüm sana gelir bir gün.

Beyazlara bürünürsün Topraklarda sürünürsün
Mezar olup görünürsün Ölüm sana gelir bir gün.

Sessizliğe göç edersin Münker-Nekir’i beklersin
Ölümden evvel neredesin? Ölüm sana gelir bir gün.

Hesabımızı alırlar Bir müddet orada kalırlar
Sonra bırakıp salarlar Ölüm sana gelir bir gün.

İşle hayrı, etme günah Çekme sonunda bin bir ah
Kıl namazını her sabah Ölüm sana gelir bir gün.

Kadın kocayı üzmesin Sonunda ateşe düşmesin
Hiç hatırlatmadın demesin Ölüm sana gelir bir gün.

Güvenme mala-servete Tedârik yap âhirete
Girme bu kadar külfete Ölüm sana gelir bir gün.

Sözümü anla ve dinle Hiç çıkma karşıma kinle
Ölüm gelir onla binle Ölüm sana gelir bir gün.

Kemiklerin çürüyünce Halk mahşere yürüyünce
Yaşlı olup büyüyünce Ölüm sana gelir bir gün.

Kabalığı bıraksana Dönüp arkana baksana
Kalbde nurunu yaksana Ölüm sana gelir bir gün.

Yollar uzar uzar gider Kötüye herkes kötü der
Kimileri yemedi bu yer? Ölüm sana gelir bir gün.

Yorgan-yatak beğenmezsin Fakire bir pul vermezsin
Saklarsında hiç yemezsin Ölüm sana gelir bir gün.

Çiçeklerde sararırlar Bulutlarda kararırlar
Herkes mezara varırlar Ölüm sana gelir bir gün.

Sevgi ile sıcacık ol Güzel yaşa huzurla dol
Yoktur gidecek başka yol Ölüm sana gelir bir gün.

Nerede evler kaşâneler? Kimindir bu virâneler?
Akıllılar divâneler Ölüm sana gelir bir gün.

Diktiğin meyve kalacak Ektiğin hayrın olacak
Gülistânın da solacak Ölüm sana gelir bir gün.

Mülti-milyarder de olsan Villaya saraya konsan
Ağza kadar ilim dolsan Ölüm sana gelir bir gün.

Ağaç dalları yerlerde Rahmet bulutu göklerde
Şifâ ararsın ellerde Ölüm sana gelir bir gün.

Rahmet yağar topraklara Halk doluşur sokaklara
Gidersin tâ uzaklara Ölüm sana gelir bir gün.

Ölür baban ölür anan Kalmaz sana hiç bir yanan
Ey kendini büyük sanan! Ölüm sana gelir bir gün.

Haram-helal aramazsın Yatacak yer bulamazsın
Burada bâki kalamazsın Ölüm sana gelir bir gün.

Sabah işine gidersin Akşam evine dönersin
Beyaz kefeni giyersin Ölüm sana gelir bir gün.

Düşünceye dalmalısın Ondan ibret almalısın
Doğru yolu bulmalısın Ölüm sana gelir bir gün.

Hepimiz bir uykudayız Ölü kalkar, biz kalkmalıyız
Hayır işleri yapmalıyız Ölüm sana gelir bir gün.

Dünya uyku evi sanki Gâye bu değil inan ki
Ölmeden evvel uyan ki Ölüm sana gelir bir gün.

Herkese hayra koşarım İftirâya şaşarım
Dinmez akar şu yaşlarım Ölüm sana gelir bir gün.

Bir gün hesap vereceksin Mahşere getirileceksin
Dediğini göreceksin Ölüm sana gelir bir gün.

Ellerim uçsuz semada Gözlerim ağlamada
Ne buldun ki bu dünyâda Ölüm sana gelir bir gün.

Kimi Rabbine hayrandır Aşıklar O’na uyandır
Rabbim bizi de uyandır Ölüm sana gelir bir gün.

Teker teker çağrılırız Karanlık yere varırız
Rabbim sana yalvarırız Ölüm sana gelir bir gün.

Ayak ayağa dolanır Gözlerin görmez bulanır
Bazen insan duygulanır Ölüm sana gelir bir gün.

Dilim adını heceler Uykusuzum hep geceler
Biter gider eğlenceler Ölüm sana gelir bir gün.

Mezarımızı kazarlar Oyunumuzu bozarlar
Çukur içine atarlar Ölüm sana gelir bir gün.

Ölme gel sevgili ölme Ağla ağla da hiç gülme
İstersen kabre gel girme Ölüm sana gelir bir gün.

Belli değil midir yaşın? Nerede dünkü arkadaşın?
Bekler seni mezar taşın Ölüm sana gelir bir gün.

Söyle yalan, et iftira Yalanın etmez hiç para
Gelirsin sende mezara Ölüm sana gelir bir gün.

Nefes nefes, soluk soluk Kanım akar oluk oluk
Sanma olur bize yokluk Ölüm sana gelir bir gün.

Zikri al gel sen diline Ağla ağla şu haline
Yerden arşa dek biline Ölüm sana gelir bir gün.

Hiç mi yoktur ibret alman? Yok mudur senin utanman?
İster Türk ol, ister Alman Ölüm sana gelir bir gün.

Eksilmez başımdan ağrım Hasret ile yanar bağrım
Budur işte Hakka çağrım Ölüm sana gelir bir gün.

En güzel ahlâk bizdedir Hayâ temelimizdedir
Azrâil ensemizdedir Ölüm sana gelir bir gün.

Ağaç gibi devrilirsin Musallaya verilirsin
Adın gibi de bilirsin Ölüm sana gelir bir gün.

Toprak tenimizi öper Üstümüzde otlar biter
Anlayana bu da yeter Ölüm sana gelir bir gün.

Kıyamete var seneler Ağlar arkada anneler
Genç ihtiyar, neler neler Ölüm sana gelir bir gün.

İçimde bir volkan parlar Sanırım dünya hep yanar
Herkes kendini ne sanar? Ölüm sana gelir bir gün.

Gel kardeşim şerri terk et Bu günde Rabbe itaat et
Başlar mezara hareket Ölüm sana gelir bir gün.

Çok uzundur bu yolculuk Ne kötüdür kovuculuk
İyidir arabuluculuk Ölüm sana gelir bir gün.

Değişmeli kötü huyun Isınacak bir gün suyun
Derler bu mevtâyı yuyun Ölüm sana gelir bir gün.

Omuzlanacak tabutun Kırılacaktır her putun
Kalmayacak hiç umudun Ölüm sana gelir bir gün.

İyiye selam dururlar Onu göz gibi korurlar
Hesabı kolay alırlar Ölüm sana gelir bir gün.

Mü’mine yerle gök ağlar İnler dağlar ile taşlar
Yıkılır evler ve bağlar Ölüm sana gelir bir gün.

Kaçamazsın gitmek için Öleceksin bitmek için
Derim sana bilmek için Ölüm sana gelir bir gün.

Köy yolunun sokakları Hey Allâh’ın korkakları!
Söndürecek ocakları Ölüm sana gelir bir gün.


Abdullah Demircioğlu

1 yorum: