26 Ekim 2009 Pazartesi

Aşk badirelerle anlamlaşır ancak!

Kanıyor
Bu yüreğim hiç
Onu anmak istemesem de

Kuytu
Ve derbeder zavallı
Sessiz olan köşeme çekilsem de

İçim
Yanıyor havsalam
Daralıyor hiç onu zikretmesem de

Gönlüm
Mahzunlaşıyor sinem
Burkuluyor canı aşkı hissetmesem de

Nasıl
Bir tutkudur bu
Ya Rab, yüreğimde husule gelen bu an

Geçmiyor
Bitmesi istenmeyen
Kendi halinde deveran olan şu zaman

Yüreğimde
Sürekli fışkıran hicran
Hıçkırıklarımla melülleşiyor şimdi izan

Dayanmak
Metanete sarılmak
İstiyorum artık sensizliğe gark oldu bu can

Kırk
Düğüm misali
Kör düğümlerde bıraktın sen yüreğimi

Acımadın
Kalbinde yeşertmedin
Kaldırdın muhayyilenden fırlattın attın

Hali
Cezp ederek benliğimde
Tarumarlığı yaşattın uzaklaştın anlamadın

Şimdi
Sana kahretmiyorum
Bir hezeyan içinde asla nefeslenmiyorum
Susuyorum
Nutkum daralıyor
Biliyorum lakin bir sitemle yâd etmiyorum

Seni
Şarkılarla buluyor
Çaresizliğimde sabrı terennüm ediyorum

Halimin
Perişanlığına şaşıyor
Hikmeti sebebine hüznümle ram eğliyorum

Demek ki
Dillenen gamı aşkı
Yaşamaya kanaatsiz can dayanamazmış

Merakın
Deruniliğinde kalan
Silinmez izlerin rengârenk olan nakışlarıymış

Sabırla
Meşk edenler nasıl
Muhkem, itminan ve deruni insanlarmış

Aşkın
Erdeminde beslenen
ne kadar erdemli bahtiyar olan canlarmış

Mustafa Cilasun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder