30 Nisan 2010 Cuma

(Tardiye)





Hoşgeldin ey sevgilinin habercisi, dostun postacısı, bana sevgiliden bir haber ver.
Can sevgilinin bayramına kurban olsun; sevgiliyi ummam, faydasız olur mu hiç?
Sevgilinin bize bir selamı yok mu?



Ey düşmüşlerin Hızır'ı söyle.Bu sırrı meydana çıkar; sen,
Sevgiliye karşı tercemanım ol da söyle.Gizleme,birer birer söyle;
Gam defterinin sonu yok mu, bitmeyecek mi bu defter?


Yarabbi, bu ne bekleyiştir; geçip gitmeyen nasıl bir zamandır bu?
Hep dert , hep elem; bir duyup öğrensem, nasıl bir şiveli sevgilidir bu?
Vuslat gibi bir meramı yok mu?



Mansur gibi dârın yücesine çıktım; Sesim, sûr üfürülüşünün ezanı;
Gam boğazımı şah-mansur haline getirdi.Bela eskeriyle kuşatıldım;
O padişahın selamı yok mu?



Şu felekten,aşağılık kişiler murad aldılar da bildikler, yarınlara kaldı.
O ahitler, o vefa yeminleri durmuyor mu? Bu ettiğim dualar kabul edilmez mi?
Gönül halinin düzeni yok mu?


Gönül gam hayretiyle dilsiz kesildi.Galip gibi mecalsiz kaldı.
Gönderdiğim arzıhale de cevap gelmedi.Şimdi bir tek ihtimal kaldı:
İnsafın o yerde adı yok mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder