31 Ekim 2009 Cumartesi

BİR VAHŞİ KUŞ OLSAYDI GÖNÜL

Âşiyân-ı murg-i dil zülf-i perîşânundadur
Kanda olsam ey perî gönlüm senün yanundadur

Aşk derdiyle hoşem el çek ‘ilâcumdan tabîb
Kılma dermân kim helâküm zehri dermânundadur

Çekme dâmen nâz idüp üftâdelerden vehm kıl
Göklere açılmasun eller ki dâmânundadur

Mest-i hâb-ı nâz ol cem’it dil-i sad-pâremi
Kim anun her pâresi bir nevk-i müjgânundadur

Bes ki hicrânundadur hâsiyyet-i kat’i- hayât
Ol hayât ehline hayrânem ki hicrânundadur

Ey Fuzûlî şem’-veş mutlak açılmaz yanmadın
Tâblar kim sünbülinden rişte-i cânundadur

FUZULİ

BİR VAHŞİ KUŞ OLSAYDI GÖNÜL


Bir vahşi kuş olsaydı gönül, yuvası darma dağın saçındadır
Nerde olursam olayım ey peri, gönlüm senin yanındadır.

Aşk derdinden mutluyum dermanımdan el çek tabib
İyileştirme beni sakın, senin dermanındadır beni yok eden zehir.

Utanıp çekme eteklerini aşka düşenlerin ellerinden, kendine dikkat et
Boşalıp göklere açılmasın eller, eteğinin kenarından tutarak.

Paramparça kalbimin kırık parçaları kirpiklerinin mızrak uçlarında delinmiş yatar
Kendi güzelliğinle sarhoş olup uykuya yat, kalbimin tamiri senin gözlerinin kapanmasındadır.

Senden ayrılmak ölümdür sevgili, yaşamın kendi bitişidir
Senden uzakta uzun süre yaşayan başkaları beni hayrete düşürür.

Ey Fuzûlî, kurtuluşu ümit edemezsin, aşk aleviyle bir kandil gibi yanmaksızın
Senin ruhunun fitili sevgilinin sümbül lülesi gibi bükülüdür.


Çeviren: Vehbi Taşar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder